Öğle yemeğinden sonra saat ikiyi vurduğunda, birçok ofis çalışanı enerji düşüklüğü ve odaklanma zorluğu yaşar. “Yemek sonrası çöküşü” olarak bilinen bu durum, aslında doğru planlanmamış bir menünün doğrudan sonucudur. Kurumsal catering hizmetinde menü planlaması, sadece lezzetli yemekler sunmak değil, aynı zamanda çalışanlarınızın gün boyu enerjisini ve verimliliğini en üst düzeyde tutmaktır.
Peki, verimliliği artıran bir menünün sırrı nedir?
Glisemik İndeksi Düşük Karbonhidratlar: Beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi kan şekerini hızla yükseltip düşüren basit karbonhidratlar yerine; bulgur, tam buğday makarna veya karabuğday gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Bu besinler, enerjinin vücuda yavaş ve dengeli bir şekilde yayılmasını sağlayarak zindeliği korur.
Kaliteli ve Yağsız Protein Kaynakları: Menüde yer alan ızgara tavuk, balık, hindi veya baklagiller gibi proteinler, tokluk hissini uzatır ve zihinsel fonksiyonların korunmasına yardımcı olur. Protein, kan şekerinin dengelenmesinde de kilit bir rol oynar.
Bol Lif ve Sağlıklı Yağlar: Ana yemeğin yanında sunulan bol yeşillikli bir salata veya zeytinyağlı bir sebze yemeği, hem sindirim sistemini destekler hem de vücuda gerekli vitamin ve mineralleri sağlar. Ceviz, avokado gibi sağlıklı yağ kaynakları da beyin fonksiyonları için oldukça faydalıdır.
Arina Mutfak’ta, 20 diyetisyenden oluşan uzman ekibimizle her menüyü bu bilimsel prensipler doğrultusunda planlıyoruz. Amacımız, çalışanlarınızın yemek molasını, günün geri kalanına daha enerjik ve motive bir başlangıç yapacakları bir “motivasyon arasına” dönüştürmektir.


